4 Mayıs 2018
Sayı: KB 2018/18

Tek çıkış yolu devrimci sınıf hareketi
Saray çetesi yönetemiyor, burjuva muhalefet aciz!
İstanbul’da 1 Mayıs coşkusu: Yaşasın 1 Mayıs!
İzmir’de on binler 1 Mayıs’ta Gündoğdu’daydı
Ankara’da baskı ve engellere rağmen kitlesel 1 Mayıs
Gebze’de 1 Mayıs
Bursa’da 1 Mayıs mitingi: Güzel günler göreceğiz!
Kayseri’de coşkulu ve sınıfın damgasını vurduğu 1 Mayıs!
Türkiye’de her yer 1 Mayıs!
Kürdistan’da 1 Mayıs kutlamaları
Devrimci miras yaşatmak, daha ileriye taşımakla mümkündür!
Avrupa’da kitlesel 1 Mayıs kutlamaları
Dünyanın dört bir yanında 1 Mayıs!
Almanya’da işyeri işçi temsilcilikleri seçimleri
“Üniversiteme dokunma” eylemleri üzerine...
Denizler’in yolu devrime çıkar!
Bataklık
Dünyanın en güzel serçesi
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Bataklık

 

Aslolan bataklığı kurutmak. Bataklıkta açan nadide bir çiçek olsa dahi ya solar ya da bataklığın parçası haline gelir.” Eralp bunları söylerken sesi biraz gerilmişti. Neredeyse yoldaş diyebileceği işçi arkadaşı Selim’e söyledi bu sözleri.

Selim deyim yerindeyse Erdoğan’a kilitlenmişti. “Erdoğan gitsin de kim gelirse gelsin” demeye kadar vardırmıştı sözlerini.

Selim’in bu sözünü duyunca Eralp sinirlendi, ama sinirini yansıtmadan sordu:

Böyle mi düşünüyorsun Selim?”

Hemen, hemen... Bu adam başkan-padişah olunca bugünleri bile mumla arar hale geliriz.”

Doğru, ama örneğin Akşener başkan olsa evet görüntüde bir değişim olur. Ama özünde bir değişim olur mu?”

Olur tabi...”

Ne, misal asgari ücret mi artar? Otomatiğe bağlanan zamlar mı biter? Ya da NATO Suriye’ye saldırsa, Türkiye NATO’dan çıkıp savaşa girmez mi?”

Yok bunlar olmaz tabi ki.”

Olamaz tabi. Çünkü bu sistem tam bir bataklık. Bizi yutan bir bataklık. Bataklık kurumadığı sürece kime tutunursak tutunalım, bataklık yine de bizi yutar. Bak bunlar hileyle hurdayla başkanlığı getirdi. Erdoğan veya kim olursa olsun gelen diktatör olacak.”

Diktatör bizden olsun o zaman.”

Bak dostum, bataklık dediğimiz kaçak saray değil, sermaye diktatörlüğü. Erdoğan niye patronlara ‘OHAL sizin için var. Grevleri yasakladık’ diyor. Bunu söylediği patronların hepsi bir mahallede oturuyor olsa Erdoğan’ı muhtar bile yapacak oy sayısına sahip değil. Ama sistemin asıl gücü onlar. Asıl güce yaptığımız her şey sizin için diyor Erdoğan. Onlar da Erdoğan’dan memnun. Ama Erdoğan’ın rakipsiz oluşu onlar için bir risk. Hayır sermaye diktatörlüğü Erdoğan diktatörlüğüne dönüşecek diye bir şey yok. Ola ki Erdoğan onları kendine zarar veremeyecek biçime getirse bile, ABD bir bahaneyle saldırır ve Saddam gibi onu da asar. Erdoğan bu kadar hoyratça davranmaz. Ama ara sıra da olsa kendi çıkarlarını patronların çıkarlarından önde tutabilir. Rakipsiz oldukça bunu yapma koşulu artıyor. Bu yüzden ona rakip çıkarmaya çalışıyorlar. AKP içinden rakip çıkarmaya çalıştılar. Erdoğan onları saf dışı bıraktı veya yanına çekti. Şu an ellerinde bir Akşener kaldı. O da Erdoğan’ı korkutacak bir rakip değil.”

İşte bu yüzden Demirtaş olsun diyorum.” Eralp’in siniri bu kez sesine de yansıdı.

Aslolan bataklığı kurutmak. Bataklıkta açan nadide bir çiçek olsa dahi, ya solar ya da bataklığın parçası haline gelir” dedi ve devam etti.

Hadi Demirtaş’ı ve diğer milletvekillerini Erdoğan tutuklattı diye düşünelim. Bırak Türkiye’deki patronları ne AB ne de ABD mırın kırın etmenin dışında bir şey yapmadı tutuklanmalarına karşı. Bunun dışında Alman vatandaşı gazeteci Deniz Yücel hukuki olarak değil Almanya’nın basıncıyla serbest bırakıldı. Yani emperyalistler ciddi bir talepte bile bulunmadı Demirtaş ve diğerlerinin serbest bırakılması için. Dostum, Demirtaşların tutukluğunu sadece Erdoğan değil, bir bütün olarak bataklık istiyor. Bataklık kurutulmadan Demirtaş ola ki ilk turda yüzde 51 oy alsa dahi, belki başkan olur, iyi şeyler de yapmaya çalışsa yaptırmazlar.”

Bataklık kurutulmadan diyorsun. İyi de bunu kim yapacak?”

Sen, ben, yani biz işçiler, emekçiler yapacak. Bataklık 24 Haziran’da kurutulmayacak. Böylesi bir ham hayal kurmuyoruz. Ama 24 Haziran’a giderken esas olarak bataklığı kurutmayı hedefliyoruz. Politik duruşumuz böyle olmalı. Yoksa bataklıkta nadide bir çiçek açsa dahi kurtuluş olmaz. Bataklığı kurutma mücadelesi 25 Haziran ve sonrasında da sürecek.”

H. Ortakçı

 

 

 

 

Kaybedilen Ermeni aydınlar için buluştular

 

Cumartesi Anneleri eylemlerinin 683. haftasında (28 Nisan) Şair Taniel Varujan şahsında 103 yıl önce gözaltında kaybedilen Ermeni aydınlar için buluştu.

Galatasaray Meydanı’nda yapılan eylemde ilk sözü Hasan Ocak’ın abisi Ali Ocak aldı. Devletin işlediği suçlarda sürekliliğin esas olduğunu söyleyen Ocak, 1915 yılından ‘90’lara bu katliam geleneğini teşhir etti.

Yazar Pakrat Estukyan ise Taniel Varujan’ın yaşam hikayesini anlattıktan sonra Varujan’ın “Dünyayı Taktis” isimli Ermenice şiirini okudu. Ardından şiirin Türkçesi okundu.

İHD İstanbul Şubesi Gözaltında Kayıplara Karşı Komisyon adına basın açıklamasını Sebla Arcan okudu. Açıklama, aradan geçen 103 yıla rağmen 24 Nisan 1915’te Talat Bey’in talimatıyla başlayan operasyonlarda gözaltına alındıktan sonra kaybedilen 250 Ermeni aydın için buluşulduğu belirtilerek başladı. Gözaltına alınanların Haydarpaşa’dan trenle Ankara’ya doğru yola çıkarıldığı belirtilerek yaşananlar şu şekilde anlatıldı: “158 kişilik grup Çankırı’ya, 92 kişilik grup Ayaş’a götürüldü. Gözetim altında bulunan bu insanlardan 174’ü jandarma ve polis korumasındayken ıssız vadi ve ormanlarda vahşice öldürüldü. Açıkta bırakılan bedenleri doğanın yok etmesine terk edildi. Bir mezar taşları bile olmadı. Resmi kayıtlara ya firar ettikleri ya da serbest bırakıldıkları yazıldı.”

24 Nisan 1915’te başlatılan soykırımda Ermeni aydınların hedef alındığına değinilerek “Ermenisizleştirme operasyonu” ile Ermeni toplumunun sesinin kesilmek istendiği ifade edildi. Ayrıca, bu tarihin, bu topraklardaki toplu kaybetme tarihinin de başlangıcı olduğu dile getirilirken, 24 Nisan’da gözaltına alınan Ermeni aydınlarından birinin Taniel Varujan olduğu hatırlatıldı. “Yoksulluğun, alın terinin, emeğin, aşkın ve yurtseverliğin şairi” olarak bilinen Taniel Varujan’ın yaşamı hakkında bilgi verildi.

İstanbul Pangaltı’daki evinden 24 Nisan gecesi gözaltına alınan Varujan’ın 4 arkadaşı ile birlikte 26 Ağustos’ta başka bir yere nakledileceği ileri sürülerek götürüldüğü belirtildi. “Ölüme gidiyoruz” diyerek oradan ayrılanlara Kalecik’e bağlı Tüney Köyü’nde önceden organize edilmiş bir çetenin saldırdığı, polis ve asker gözetiminde Varujan ve 4 arkadaşının katledildiği belirtildi.

Açıklama, devlete Ermeni soykırımıyla yüzleşme çağrısı yapılarak sonlandırıldı.


 
§